DENEME // ŞİŞMANLARIN MORALE İHTİYACI YOK!

İnsanlar genel olarak şişmanlar hakkında varsayımda bulunmakta pek bonkördür bilirsiniz. Bu bazen de iyi insanların size moral vermesi şeklinde olabiliyor. Bu kişiler tabii ki o kadar iyi oldukları için size acımamaları da söz konusu olmuyor. Ancak onlara kötü bir haberim var, fazla kilolu olmak her zaman da bir trajedi olmayabilir.

 

Peki neden bize moral vermeye çalışıyorlar?

Bildiğiniz gibi şişman kişiler çekici kabul edilmez, vücutları istenmeyendir. Ama gün geçtikçe bu standartları kabul etmeyen insanlar da kendine taraftar toplamaya başladı. Beden olumlama hareketi, mükemmellik ve kusursuzluk fikrine meydan okuduğu için insanlara bedenlerine güvenmeleri konusunda ilham verdi. Bu hareket hem mükemmelliğin bir efsane olduğunu hem de bedenlerimizin doğal halinin yeterli olduğunu söylüyor. Hareketin amacı, toplumun ürettiği normları yıkıp belirli güzellik kalıplarının  dayatılması  yüzünden yaşanan  utanmayı ortadan kaldırmak.

 

Ama ben her ne kadar bu hareketi desteklemek istesem de bunun bir pozitiflik yanılsaması yarattığını düşünmeden edemiyorum. Dolayısıyla bedenleriyle karmaşık ilişkileri olan insanların da sürekli mutlu olmaya zorladığını hissediyorum. Bu da sonuç olarak gündelik hayatımıza daha kilolu insanların sürekli moral verilmesi gereken insanlar olduğu fikri olarak giriyor.

 

Elbette insanları kendilerini sevmeye ve kusurlarını kabul etmeye teşvik etmenin kötü bir tarafı yok. Ancak farklı vücut tiplerine sahip kişilerin özgüvensiz olduklarına dair genel bir kanıya dayanarak kendini zaten seven ve kendine güvenen birine moral vermeye çalışmak biraz sorunlu hâle gelebiliyor. Sanki bazı insanlar, kilolu olan her insanın, ilk başta böyle bir moral konuşmasına ihtiyaç duyup duymadıklarını sormadan, kendi vicdanlarına masaj yapmak için bu moral konuşmalarını yapıyormuş gibi hissediyorum. Ve bu tür konuşmalar yoluyla gelen sempati ve kurtarıcılık duygusu da oldukça rahatsız edici.

 

Örneğin ben görünüşüm hakkında güvensizlik belirtisi göstermediğimde bile şunu duyuyorum: “Olduğun gibi çok güzelsin, kendine güven.”  Bu tür insanların kendime güvenmediğimi veya onların onayı olmadan vücudumu sevemeyeceğimi veya güzellik fikrimin zayıf olmakla eşit olduğunu varsaymalarına neyin izin verdiğini merak ediyorum. Elbette beden imajı sorunlarının üstesinden gelmek için desteğe ihtiyaç duyan birçok insan var, ancak bunu her kilolu insan için varsaymak da pek doğru bir şey değil.

 

Bence bunun temel nedeni, insanları, karşısındaki kişi buna ihtiyaç duymasa bile ona yardım etmeleri gerektiğine inandıran bir iyilik performansı. Bu anlayışlı olma hâli de çoğu zaman karşıdakine toksik bir şekilde yansıtılır ve günün sonunda beden olumlama, herkese bedenini sevmeye dayatan bir toksik pozitifliğe dönüşür. Burada önemli olan, güzellik standartlarının ne olduğu değil, onlara karşı nasıl mücadele ettiğimiz olmalıdır. 

 

Günümüzde beden olumlama hareketine çok umut bağlansa da sonuç olarak büyük bedenler çevresindeki anlatının yanlış bir şekilde yorumlandığını düşünüyorum. Toksik pozitiflik ve acıma, beden olumlama hareketinin savunduğu tüm kavramlara aykırıdır. Şişman insanların morallerini yükseltmeye çalışarak kendini tatmin etmenin iki tarafa da pek bir katkısı olduğunu sanmıyorum. Şişmanlara karşı acıma ya da onlara yardım etme fikri, aslında beden olumlamayla da çelişir çünkü bu, şişman insanların kurtarılması gerektiği düşüncesinin içselleştirilmesine dayanır. Belki de kimsenin kimseye moral vermesine gerek yoktur. Ve sonuç olarak farklı vücut tiplerinin normalleştirilmesi de buna bağlıdır.

 

 

Fatsie

 

 

Kapak görseli, Ashleigh Kutryb, Pexels

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to Top