DENEME // BEN ŞANSLIYIM

Ben şanslıyım. Çünkü ben öldürülmedim. İntihara zorlanmadım. Ölümümün ardından bile küfürler yemedim. Ben sadece yaşayabildiğim için bile şanslıyım. Bu yüzden yaşadığım zorlukları küçümseyebiliyorum, aslında hiç birini, hiç birimizin yaşamaması gereken zorlukları. Ve içten bir şekilde, öldürülen tüm arkadaşlarımızdan ve benim yaşadıklarımdan çok daha kötülerini yaşayan arkadaşlarımızdan şimdiden özür diliyorum ve utanıyorum. Şanslı olduğum için utanıyorum. Kısmen rahat yaşayabildiğim için, aile evime gidebildiğim için, iş bulabildiğim için. Ölmediğim için utanıyorum. Trans olduğum için değil, trans olmama rağmen mutlu olabildiğim için, bugün yanımızda olmayan tüm trans arkadaşlarımıza karşı utanç duyuyorum ve tekrardan özür diliyorum.

Size “şanslı” bir trans nasıl olunur ondan bahsetmek istiyorum. Öncelikle “kadın” olarak doğmanız gerekiyor çünkü “erkek olmayı istemek” toplumumuz tarafından bir nebze olsun anlaşılabilir bir durum. Çünkü kim istemez ki erkek olmak? Sevdiğinizi iddia ettiğiniz bir kadını öldürürsünüz, tecavüz edersiniz, erkektir yapar derler, namusunu temizlemiş derler, zaten kız mı kadın mı belli değil. Kim istemez ki erkek olmak? Sakın ha “erkek” olarak doğup da “kadın olmak istemeyin”. Bir insan bu kutsal erkeklikten nasıl vazgeçebilir ki? Aman, sakın. Bu duruma çok sinirlenirler. Yüzlerce yıldır taş üstüne taş koyarak yarattıkları bu erkek egemen düzeni zedeleyebilecek bir şey yaparsanız, hemen öldürülürsünüz. Bu öyle büyük bir günahtır ki, feminist “falan” olduğunu iddia eden akademisyenlerimiz bile sizi asla kabul etmezler.

İkinci olarak, güzel okullara gidin. Benim gibi biraz dayak yersiniz, hep yalnız kalırsınız, saçınızı kestirip ertesi gün okula gitmek bile 6-7 yaşında anksiyeteye neden olur ama olsun dayanılmaz bir durum değil, geçer. İlaç kullanırsınız büyüyünce. Bu düzenin çocukları da acımasızdır o nedenle bizim onları mazur görmemiz ve çocuk yaşta kocaman düşünmemiz gerekir. Olgun davranın. Çocuk olmayın. “Annenin karnında biraz daha dursan pipin çıkardı” diye espriler yaparlar, gülün geçin. Ne olacak ki, çocuk onlar daha. Siz çocukluk etmeyin. Siz oyun da oynamayın. Dediğim gibi, çocukluk etmeyin.

Üçüncü şart, anlayışlı bir aileniz olsun. Televizyonda eşcinsellik görünce “Allah korusun” derler, belki “ibne” derler. Gülüp geçin, tekrarlıyorum siz sakın çocuk olmayın. Olgun davranın, onlar da böyle yetişmiş ne yapalım bu yaştan sonra değişmezler. En azından öldürmüyorlar sizi. 10 yaşındayken, 40 yaşındaki anne babanızı siz idare edin, alttan alın. Siz sonra geliştirirsiniz özgüveninizi. Sizin, ait olmadığınız bir vücutta yaşamanız o kadar büyük bir problem değil. Kolayca çözebilirsiniz bu kimlik krizini içinizde. Dua edin, ertesi sabah gerçek vücudunuzda uyanmak için. Böyle bir şey mümkünmüş gibi, inanın. Biliyorsunuz ki inanınca her şeyi başarabiliriz.

Dördüncü olarak yapmanız gereken, bir insanın kişiliğinin en temel taşlarının oluştuğu çocukluk yıllarınızda yaşadığınız tüm travmayı unutup kendinizi geliştirin. Öyle uluorta laubali hareketler yapmayın. Sakın hata yapmayın. Korkunç bir çocukluk geçirmenize ve hala her gün bir şekilde dışlanmanıza rağmen hemen mükemmel ilişkiler kurabilmeyi öğrenin. Mümkün olduğu kadar kimliğinizi saklı tutun. Penisiniz varsa kadın gibi davranmayın, vajinanız varsa erkek gibi davranmayın yoksa sevgili bulamazsınız. Çünkü no fem, no butch. Ortak tuvaletlere girerken sahip olduğunuz cinsel organa göre davranın. Yoksa içerdekiler sizi farklı cinsiyette sanıp üstlerine düşen görevi yaparlar ve sanki siz farkında olmayacak kadar aptalmışsınız gibi “burası x tuvaleti yalnız” derler. Gülümseyin sadece. Terf’ler sizi, sizden daha iyi tanırlar. Onların dediklerine uyarak uzlaşma zemininde buluşun.

Son olarak, size tahammül edecek iş yerlerini tercih edin. Açlıktan ölecek olsanız bile sakın seks işçiliği yapmayın. Kimse iş vermediği için yaptığınızı anlamazlar. Olgun davranın. O çocuklar henüz olgunlaşamadılar. Mazur görün. Onlar bir sabah, farklı birinin bedeninde uyanıp, tuvalete gitmekten bile korkana kadar da olgunlaşmayacaklar. Demek ki çocukluk bu kadar uzun zaman sürebiliyormuş. Biz hiç çocuk olamadığımız için bilmemiz mümkün değil.

 

H.U.

 

 

fotografierende adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to Top